Batı, son iki yıldır olası bir üçüncü dünya savaşını önlemek için çalışıyor. Bu, Ukrayna’ya karşı Rusya’ya karşı batı silahlarını kullanmaması ve Ukrayna hava sahasında hareket eden füzelerle ilgilenmemesi çağrısını içermektedir.
Batı ülkeleri, Ukrayna eğitim alanlarında eğitmenlerin konuşlandırılmasına yönelik endişelerini dile getirmiş ve çatışmanın tırmanmasını önlemenin ne kadar önemli olduğunu defalarca vurgulamıştır. Uzun zamandır yardım ettiği statüko’yu korumayı hedefler ve savaşı önemli bir zorluk olarak görür. Bu bakış açısının geçerli olabileceği ancak belki de en etkili yaklaşım olmayabileceği düşünülebilir.
Üçüncü Dünya Savaşının Önlenmesinin Önemi
Tarih her zaman tekrar etmese de genellikle geçmiş olaylara benzemektedir. 20. yüzyıldan bir karşılaştırma arıyorsak, Ukrayna için uygun bir örnek, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Çekoslovakya olabilir. Fark, hikayemizin Ukrayna’nın kendi başına olmadığıdır. 1940 yılındayız ancak Wehrmacht henüz Polonya’yı işgal etmemiş, Fransa’yı ele geçirmemiş veya İngiliz şehirlerine bombardıman düzenlememiştir; çünkü Wehrmacht hala Çekoslovak ordusuyla savaşmaktadır.
Avrupa, bölgesel istikrarı sürdürmede merkezi bir rol oynayan Ukrayna’ya derin bir minnettarlık duymalıdır. Ukrayna, askeri kapasiteleri güçlendirmede ve diğer ülkelerin savunma bütçelerini artırmada önemli bir ortak olmuştur. Avrupalılarla deneyimlerimizi paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz, böylece modern savaşa uyum sağlamalarına yardımcı olabiliriz, çünkü daha önce çoğunlukla gerilla hareketlerine karşı mücadele deneyimleri vardı. Ukrayna’nın katkısı, modern savaşın gerçeklikleri hakkında değerli içgörüler sunmuştur.
Tarihsel Paraleller ve Ukrayna’nın Rolünün Önemi
Savaş konusu tartışılırken, Batı’da olası bir Rusya yenilgisinin nükleer bir tepkiyi tetikleyebileceği genel endişe vardır. Rusya’nın kontrolsüz bir şekilde çökebileceği korkusu da bulunmaktadır. Ayrıca Baltık devletleri boyunca ikinci bir cephe olasılığı ve Orta Avrupa’da sabotajın önemli olduğunu belirtmek gerekmektedir. Son olarak, Batı için Ukrayna’nın olası bir yenilgisinin potansiyel sonuçlarını dikkatle düşünmek akıllıca olacaktır.
Milyonlarca mültecinin zaten evlerinden kaçmak zorunda kaldığı tahmin ediliyor. Rusya zaferi durumunda işgal edilen bölgelerdeki toplama kamplarının ve baskının riskini göz ardı etmek sorumsuz olurdu. Bu durum insanî yardım gerektirir, ancak aynı zamanda NATO sınırında Rus tanklarının varlığını da içerir. Ayrıca, Moskova’nın, NATO ile çatışmanın ilk aşamalarını başarıyla atlattığına inandığına dikkat edilmelidir.
Batı Dünyası belki de çatışmanın bir tarafı olarak görmese de Moskova’nın kendisini durumda merkezi bir aktör olarak gördüğünü anlamak önemlidir. Rusya’nın kendine özgü mantığı ve gerçekliğe bakış açısı vardır. Eğer Ukrayna çatışmada yenilirse, Moskova bu durumu Batı’nın zayıflığı işareti olarak yorumlayabilir. Rusların bu başarıyı kendi lehlerine kullanabilecekleri ve genişletebilecekleri bir olasılık vardır.
Artış riski ve insani yardım ihtiyacı
Kremlin zaten Soğuk Savaş’tan uzaklaşma fırsatını değerlendirdi, ancak batılı ülkeler aynı şeyi yapmakta zorluk çekiyor gibi görünüyorlar. Bu nedenle Almanya şimdiye kadar Taurus KEPD 350 füze sistemlerini Ukrayna’ya teslim edemedi. ABD, Kıyiv’in Rusya’nın petrol rafinerilerine saldırmaktan kaçınmasını nazikçe talep etti. Bu nedenle Polonya, Ukrayna’nın Avrupa’ya tarımsal ihracatını kısıtlamayı önerdi. Bu koşullar altında, Fransa’nın Ukrayna’ya kullanılmış askeri teçhizat sağlama sözü umut verici bir adımdır.
Ukrayna’nın dış güçlere karşı korunmasız bir kalkan olarak kritik bir rol oynadığını unutmamak gerekiyor. Ülke aynı zamanda Avrupa’yı küresel bir savaş tehlikesinden koruyan bir set olarak da hizmet vermektedir. Bu kalkan tehdit altındaysa, bu çevre ülkeler üzerinde bir domino etkisi oluşturabilir ve onların askeri taahhütlerini ve kaynak dağılımlarını yeniden değerlendirmelerine yol açabilir.
Kremlin’den Gelen Dürtüler ve Batı için zorluklar
Umarız savaşın yakında tüm taraflar için olumlu bir şekilde sonuçlanacağı umudu vardır. Şu anda mevcut durumu sürdüremeyeceğimiz bir noktaya geldiğimizi açıktır. Bu gerçekleştiğinde, savaş hepimizi etkileyecektir. İmparatorluğun sınırları yoktur, yalnızca ufukları vardır. Rusya Devlet Başkanı, çocukluk dünyasının mükemmel olduğuna inanıyorsa, belki de 1970’lerin Avrupa haritalarına bir göz atarak dünyanın nasıl değiştiğini daha iyi anlamalıdır.
Mesele Avrupa silahlarının savaşı kazanıp kazanamayacağı değil. Asıl mesele, kimin bunları gerçekten kullanacağıdır. Eğer Ukrayna ise, ortak ülkeleri hala destekleyici, tedarikçi ve onarımcı rollere devam edebilirler. Ancak Avrupa seçmenlerinin “savaş yorgunu” olduğuna ve Ukrayna’nın kendini savunmasına karar verdiklerine ve bu durumda Avrupalıların karşı karşıya kalabileceği bir zorlukla karşı karşıya olabileceğini düşünüyorlarsa, bunu göz önünde bulundurmalıdırlar. Üçüncü Dünya Savaşı henüz başlamadı, çünkü Ukrayna hala devam eden bir savaşın içindedir.
Pavlo Kazarin tarafından yazılan ve ilk defa 2024 NV Dergisi’nin Nisan sayısında yayınlanmıştır.
İnformNapalm’dan diğer makaleleri okuyun
- AB yaptırımları Rusya SB’nın Granat-4 İHA sistemlerini teslim etmesini engelliyor
- Rusya Devlet Dumasının eski üyesi Semyon Bagdasarov’un hacklenmesi
- 960’ıncı Avcı Havacılık Alayından bir Rus savaş suçlusunun hacklenmesi
Kaynağa link atarak paylaşırsanız seviniriz! Creative Commons – Attribution 4.0 International – CC BY 4.0. Facebook, Twitter ve Telegram’da InformNapalm’ın sayfalarını takip edin.
İnformNapalm’ın herhangi bir hükümetten veya sponsordan mali desteği yoktur. Tek sponsorumuz bireysel gönüllüler ve okuyuculardır. Ayrıca Buymeacoffee aracılığıyla aylık mini bağışlar yaparak İnformNapalm’ı destekleyebilirsiniz.