General Ahmad Rahal geçmişte yüksek mevki sahibi Suriyeli subay, Suriye savunma bakanının eski yardımcısı ve filo kumandanıdır. 2012 yılında alenen Beşar Esad rejiminin canice emirlerini yerine getirmeyi reddedip, Suriyeli isyancıların tarafına geçti.
General Rahal Batı cephesinin komutanlığını yaparken kendini cesur, mert ve sorumlu bir kişi olarak gösterdi, şuan da aktif analitik çalışmaları yapıp, Suriye’deki savaşla ilgili medyada konuşmalar yapıyor, Özgür Suriye Ordusunun oluşumu için gayret sarf ediyor. Suriye onur devrimi ülkülerinin zaferine inanıyor. 13 Şubat 2016 tarihinde general Ahmad Rahal uluslararası gönüllüler topluluğu İnformNapalm gönüllülerine özel röportaj verip, Suriye halkına karşı sürdürülen savaşa Rus ordusunun katılımını ve birçok ilgi çekici detay daha anlattı…
Sayın General Rahal, Özgür Suriye Ordusunun oluşumu için çok şey yaptığınızı biliyoruz. Şuan Suriyelilerin çoğu açlık ve bomba saldırıları yüzünden evlerini bıraktılar. Bazılarının askerlik tecrübesi vardır, sizce bu insanlardan eksiksiz bir ordu oluşturulabilir mi?
Belirtmek isterim ki, birçok asker ve subay ahlaki ve ideolojik sebeplerden dolayı Esad ordusunu bıraktı. Onlar açlık veya finansal sıkıntı yüzünden kaçmadılar, Suriye halkına karşı yapılan haksızlık, cinayet ve yıkımlardan dolayı rejim ordusundan ayrıldılar. Bu subaylar halkı öldürmeyi değil, korumayı yemin ettiler, bu yüzden yeminlerine sadık kalıp, Suriye devriminin tarafına geçtiler.
Esad ordusu dağılmaya başladığı zaman Esad asker olmayan, silahlandırılmış eşkıya olup, Suriyelileri öldüren Şebbiha gruplarını organize etti. Bunlar Suriye devrimine karşı dayanamadıklarında Esad rejimi yurtdışından paralı asker getirtmeye başladı. Lübnanlı Hizbullah’tan başlayıp, daha sonra Iraklı tugayları getirdi, sonra Kasım Süleymani ile İran Devrim Muhafızları ve Kudüs Gücü geldi. Ayrıca Tahran hapishanelerinden ağır suçluları çıkarıp, antrenman yaptırıp, Suriye’ye İran bayrağına sadık paralı asker olarak gönderdiler. Böylece Suriye’deki askeri iktidar Beşar Esad’ın elinden İran’ın eline geçti. Kasım Süleymani de Suriye’nin askeri hükümdarı başrolünü aldı.
(“Times of Israel” ‘in verdiği bilgiye göre Kasım Süleymani 24 Kasım 2015’te düşürülen Su-24M uçağının Rus pilotunun tahliyesine ilişkin arama-kurtarma operasyonunun organizatörü ve amiriydi. — IN editörünün notu)
Gene de Hizbullah ile İran ve Irak kuvvetlerinin istilasından sonra bile Beşar Esad topraklarını kaptırmaya devam ettiğinden dolayı Suriye halkının yok edilmesi için Rus hava kuvvetlerinden yardım istedi.
Bu günlerde Rus hava kuvvetleri İŞİD ile mücadele sloganıyla Suriye’nin sivil halkını bombalıyor. Rus hava saldırılarının %95’i Suriye halkı ve Özgür Suriye Ordusuna (ÖSO) karşı yapılan saldırılarıdır.
Şimdi Şebbiha yerine Esad rejiminin tarafında yabancı paralı askerler savaşıyorlar: Hizbullah, Ebu el-Fadl el-Abbas, Asa-ib Ehl el-Hak, Irak tugayları, Tahran tarafından ödenen Afganistan tugayları, şimdi de Rus askerleri. Esad tarafında savaşan militanların yaklaşık sayısı ne kadar?
Esad’ın muntazam ordusu nerdeyse kalmadı. Yabancı paralı askerleri de sayalım. Hizbullah, Lübnan’dan 15 ile 20 bin arası asker Suriye’ye geldi.
Irak’ın paralı askerleri –«en Nucaba» polisi, «Ebu el-Fadl el-Abbas», «Fatimiler», «Zeynebiler» vs (yaklaşık 36 Irak tugayı) –20 ile 30 bin arası, hepsi Şiilerdir.
İran, İran Devrim Muhafızlarının grupları olan «Kudüs Kuvvetlerini» gönderdi. Bunlar Suriye’de sözle “gönüllü” olarak savaşmak isteyen “gönüllü ordusunu” oluşturmaktadır. İranlılar ayrıca Afganistanlı suçluları ve uyuşturucu müptelalarını getirdiler. Toplam 20 ile 30 bin arası.
Ek olarak Çeçenistan, Afganistan, Hindistan, Pakistan’dan gelen paralı askerler de var. Yakın bir zamandan 3 bin kişi Nijerya’dan geldi.
Esad için savaşan yabancıların toplamını 100 bin civarında sayabiliriz. Rus kuvvetlerini saymıyorum.
General Rahal, bugün Suriye’nin gerçek asker ve politik durumu nedir?
Rusya’nın Ukrayna doğusundaki askeri harekâtları ve Kırım ilhak eylemleri, etkinliği şimdiden ortada olan Batı yaptırımlarına neden olmuştur. Petrol fiyatlarının 30$’dan aşağıya düşmesi, ruble kurunun çöküşüne neden oldu. Rusya ekonomisinin zararının 400-600 milyar ABD dolarına ulaştığını söylüyorlar. Vladimir Putin’i iktidara getiren ekonomi mafyası, kendisinin Batı dünyasında statükoyu desteklemekle ilgili çıkarlarını korumaz olduğunu görüyor. Bu durumun üstesinden gelmek ve Rusların dikkatini ekonomik çöküşten ve Ukrayna’daki taktiklerin fiyaskosundan uzağa çekmek için “yeni barış koruma haritası” oynanmış. Putin tekrar dış saldırıya başvurdu, ama bu defa Suriye’de. Putin’in ve Esad’ın çıkarları çakıştı, ki İran’ın “Kudüs Kuvvetleri” militanlarının komutanı olan general Kasım Süleymani de bunu desteklemiş. Kendisi Esad’ın Rus hava kuvvetlerinin himayesinde Suriye’nin tüm topraklarının kontrolünü geri alabileceğini ikna etti, bu da uluslararası görüşmelerde Putin’in durumunun güçlenmesine, Batıya şantaj yapmasına, ve ayrıca dikkatlerinin Ukrayna’dan başka yere çekilmesine olanak sağlayacak.
Fakat 1.10.15 ile 8.10.15 arasında el-Gab vadisinde meydana gelen olaylar, bu planları batırdı: ÖSO ve Fetih ordusu, İran militanlarını ve Esad ordusunun kalıntılarını önemli yenilgiye uğrattı. Sadece Morik beldesinde 46 tank imha edildi.
Bu çatışmalara Rus hava kuvvetleri, Rus helikopterleri ve topçuları da katıldı, ama buna rağmen isyancıların ilerlemesini durduramadılar. Bu büyük yenilginin sonucunda Humus’ta ve sahilde yeni cephenin açılması denenmiş, fakat bu planlar da Esad için suya düştü. Bunun neticesinde Rusya Federasyonu yaklaşımlarını gözden geçirmek zorunda kaldı. Putin Tahrana acil yolculuk yapıp, İranlıları imkanlarıyla ilgili yanlış bilgileri verip, Rusya Federasyonu savaşa çektikleri için suçladı.
Putin başka bir taktiğe geçip, düşürülen SU-24 uçağın bahanesiyle Türkiye ile anlaşmazlık başlattı. Rusya yeni karşılaşma kurallarını oluşturmak için bu hadiseyi provoke etti. Putin medyada çok “sert” tepki verip, Türkiye’ye karşı yaptırım yapacağını beyan etti. Ama bu şekilde gıda ürünlerinin ani fiyat artmasıyla Ruslarını cezalandırdı.
Böylece Rusya ve İran, Suriye’de “B” planına dönmek zorunda kaldılar. Plan, Suriye’nin birkaç eyalete bölünmesinden ibarettir, çünkü hem Putin, hem de Süleymani, ne Rusya, ne de İran’ın Suriye’nin tüm topraklarını Esad yönetimi kontrolünün altına geri alamayacaklarını anladılar. Bunun için onlar Aleppo’nun kuzeyinde ve 120 Rus askerinin şehit düştüğü Hmeymim üssü yakınındaki sahilde çatışmaları güçlendirdi. Putin, RF Savunma Bakanlığı kaynaklarında resmi olarak yayınlanan bilgi dışında Rus askeri kuvvetlerinin Ukrayna ve Suriye’de verdikleri kayıplar hakkında her türlü bilgilerin yayınlanmasını yasakladı. Bugüne bugün Putin’in yapabildiği tek şey, batı cephede 10 km ilerleyerek, kendisinin adlandırdığı gibi “faydalı Suriye”nin topraklarını genişletmek oldu. Şimdi de Kürt anklavının sınırlarını sağlamak için Aleppo’nun kuzeyinde çatışmalar sürüyor, yani Suriye’nin bölünme planı apaçıktır.
RF, Esad’ın militanları eksik olduğundan dolayı genç çocukları tutuklayıp cepheye göndererek, kısmen, mahalli ve adım adım yapılan “zaferler” yardımıyla Suriye’yi bölmeyi planlıyor. O taraftan öldürülenlerin çoğu, Iraklı ve Hizbullah militanlarıdır.
Suriye cephelerinden kimin ilerlediği, kimin lokal zafer aldığıyla ilgili genellikle çelişkili bilgiler geliyor. Rus propagandacılar kendi bilgi savaşını sürdürüp, dünya topluluğunu yanıltıyor. Cephede gerçek keyfiyetin nasıl olduğunu anlatır mısınız?
Doğrudur, karşımızdaki propagandanın yalan makinesi çoğu zaman olayları çarpıtıyor. Örneği, sahilde Irak militanını esir aldık, öbür gün RT kanalı, kendisinin güya Esad’ın ordusu tarafından esir alındığını, “NATO hava kuvvetleri apaçilerinin korunmasıyla ilerleyen” İŞİD’ten olduğunu gösterdi. Bu videoları analiz etmeye başladığımızda video’daki olayların 2014 yılında Libya’da meydana geldiğini, “Fajer” operasyonu sırasında Libyalı birliklerin limanları teröristlerden kurtarmak üzere limanlara doğru ilerlediklerini ve bu “apaçilerin” Libyalı askerleri koruduklarını gördük. Suriye’de Esad ordusunun kalıntılarının zaferleri, sahilde ve Aleppo civarında olmak üzere ülkenin %5’ini geçmez. Medyada başarılarını şişiriyorlar. Rabia’nın militanlar tarafından ele geçirilmesi büyük bir zafer olarak gösteriliyor ancak bu 50 evden oluşan küçük bir köydür. Medyada bu köyü isyancıların “başkenti” ve stratejik merkezi olarak sundular. Rejim ordusu bir beldeye girerken arkasından televizyoncu grubu girip, operasyonu şişiriyor, daha sonra biz bu beldeyi geri alırken onların televizyonu susuyor.
Bir örnek daha: 12 Şubat’ta Türkmen dağlarında 3 beldeyi ele geçirdik, geçen hafta (röportaj 13 Şubat’ta yapıldı – editör notu) Aleppo civarında 7 kasabayı geri aldık, tüm bunlar medyada söylenmiyor. İmha edilmiş Rus militanlar hakkında da hiç bir medya söylemiyor, Hizbullah ta Aleppo’da bulunduğundan hiç bahsetmiyor. Böylece RF medyası, yöntemli ve sistemli bir şekilde kendi vatandaşlarını ve dünya topluluğunu yanıltıyor.
Rus hava saldırıları biter bitmez Rus hava kuvvetlerinin desteği sayesinde rejim ordusunun ele geçirdiği tüm toprakları geri alacağız. RF Hava Kuvvetlerinin korumasıyla Esad rejiminin paralı askerleri de ilerlemektedirler, o destek olmadan toprakları elinde tutamazlar.
Sizce ilerlemiş rejim güçleri ne kadar süredir mevzilerini tutabilecekler? RF Hava Kuvvetlerinin desteğine mi dayanıyorlar?
Hmeymim üssünde Suriye’deki Rus kuvvetlerinin komutanının sözleriyle cevap vereceğim. Kendisi Moskova’daki Genelkurmaya şöyle bir telegram gönderdi: “Biz havada 24 saat bulunamayız, ne zaman üssüye dönsek ÖSO topraklarını geri alıyor, Esad’ın ve ordusunun savaşacak ne isteği ne de iradesi kaldı. Terörist adlandırdıkları isyancılarla çatışmaya girmekten korkuyorlar”. Bunu Hmeymim’deki komutanları diyor. Biz de, Rus hava kuvvetleri saldırılarını sonlandırdığı anda aldıkları mevzileri geri alacağımızı ve taarruza geçeceğimizi iddia ediyoruz. Rejimin hiç bir şeyi kalmadı. Örneği, Aleppo civarında ele geçirilen 10 km eninde ve 15 km boyunda, toplam 150 km kare topraklar. Rus hava kuvvetleri bu toprakların ele geçirilmesi için 305 uçuş ve bombalama yapmak zorunda kaldı. Rusya daha önce Grozni’de yaptıkları senaryoyu Suriye’de tekrarlıyor, yani hepsi ne varsa: insan, taş ve ağaçların topyekûn yok edilmesidir. Rus hava kuvvetlerinin himayesinde zaferleri ilan eden İran ve Hizbullah militanları da ilerliyorlar.
Askeri dengeyi sadece Rus hava kuvvetleri sağlıyor, ancak Rus askerleri çok fazla havada kalamayacaklarını anlıyorlar. 1 uçağın günde 4-6 uçuştan fazla, pilotlar da günde 4 uçuştan fazla yapamayacakları, aksi takdirde konsantrasyonun dağılacağı ve yorulacakları için, ek güçleri getirtmek zorunda kaldılar. Son 7-10 gün içinde 20 uçak kullandılar. Peki ya sonuç? Gemilerinin hepsi mühimmat taşımaktan başka bir şey yapmıyorlar.
Yakın günlerde AB, Kırımın geri verilmeden Rusya’ya yapılan yaptırımların iptal edilmeyeceğini söyledi, ve Putin’in Suriye’deki savaşı Ukrayna’daki savaşla bağdaştırma çabaları boşuna olup, Batı ülkeler Kremlin’in Ukrayna ve Suriye’ye ilişkin hiç bir yan anlaşmayı kabul etmemektedir.
Suriye’deki savaşta Rusya’nın rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rusya, Suriye devriminin başından beri Suriye halkının yok edilmesine katıldı. Birincisi, tüm silah tedarik sözleşmelerinde silahların sivil halka karşı kullanımını yasaklayan maddeler mevcuttur. Rusya, Suriye halkının Rus silahlarıyla yok edildiğini biliyor ki, bunu Esad’a yasaklayabilirdi. Örneği, 2005 yılında Japonya’ya gidip, Suriye’ye askeri makineleri tedarik etme sözleşmesini yapacaktık. Sözleşmenin maddelerinde bu makinelerin halka karşı her türlü askeri harekatlarında kullanılamayacağına dair yasaklar vardı, ve askeri harekat amacıyla kullanılacak makine tedarik sözleşmeleri imzalamaz. Rusya ise savaşın başlangıcından beri kendi bomba ve füzeler, uçak ve askeri uzmanlarıyla Suriye halkını yok etmeye başladı.
RF ayrıca veto hakkıyla Suriye halkının katliamına katıldı: BM Güvenlik Konseyinde insani yardım konularında dâhil olmak üzere Suriye konusunda alınan kararlarda 4 kez veto hakkını kullandı, hatta en son veto hakkını insani yardım koridorlarına karşı kullandı ki, bu da Suriye halkına karşı bir saldırı sayılmaktadır. Bugünlerde Suriye’de Suriye halkının soykırımına yardım eden 12000 Rus askeri, askeri uzman ve militan bulunmaktadır. Savaş sırasında sivil halkının ölümlerinin %80’ine Rus kuvvetlerinin eylemleri ve bombardımanları neden olmuştur. 70 000 kişi Rus saldırıları yüzünden evlerini bırakıp, mülteci olmuş, şuan Türkiye sınırında bekliyorlar, Aleppo’nun doğru bölgelerinde 350 000 kişi Rus bombardımanları yüzünden kaçmayı düşünüyorlar. Rusya sivil halka karşı tüm yasak silahları kullanıyor: Ruslar fosforlu, kartuşlu, vakumlu bombaları, “Kalibr” füzeleri ve “TOW22”, “TOW95” füzeleri kullandılar. Hmeymim üssünde görevde olan pilotların çoğu ilhak edilmiş Kırımdan gelmiş. Putin esir düşerler diye RF’dan pilotları kullanmaktan korkuyor.
InformNapalm gönüllüleri açık kaynak analiz ve araştırma yöntemlerini kullanıyorlar. Bu günlerde sosyal medya ve basın çok fazla faydalı bilgi: olay yerinden OSINT-araştırmanın ve tanımlamanın yapılabileceği fotoğraf ve video malzemelerini içermektedir. InformNapalm topluluğunun web-sitesinde termobarik bomba ve diğer yanıcılığı yüksek mühimmatın Suriye’ye tedarikine ve kullanımına ilişkin araştırmalar yayınlandı. İnternet keşifçileri RF Hava ve Uzay Kuvvetlerinin personel verilerini bulup, Rus kara kuvvetlerinin Suriye’deki tedarik yollarını ve üslenme yerlerini ortaya çıkarmaktadırlar. InformNapalm’ın bazı verilerini kullandığınızı biliyoruz. Sizin için bu veriler ne kadar faydalı olmuştur?
InformNapalm çok faydalı oldu: sitenizden çok fazla bilgi alıp, askeri stratejik analist olarak bunu analiz ediyorum. Batı cephenin komutanı ve savunma bakanı yardımcısı oldum, bunun için cephede olan bitenden haberdarım. Şuan askeri analist olarak uydu kanallarında röportaj veriyor, makale yazıyorum, InformNapalm da ek bilgi edinmem için yardım ediyor. Birkaç kez makalelerinizi tam olarak yayınladım ve bunlar Suriyelilerde geniş yankılar uyandırdı.
IN sitesinde birçok kez Ukrayna doğusundaki askeri harekâtlara katılan Rus kara kuvvet birliklerinin Suriye’de bulunduğu bilgilerini yayınladık. Suriye’deki Rus kara kuvvetleriyle ilgili ek bilgilerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?
Suriye’deki Rus askerleri batı cephede, sahilde, Tartus ve Lazkiye limanları, Hmeymim üssü ve Slinfah komuta yerinde bulunmaktadır. Hama’daki at kulübünde, Şuaerat havalimanı ve al-Dabaa havaalanı, Damask’ta Kabun bölgesinde, Aleppo ve Kamışlı havalimanındadırlar. Putin, Rus askerlerinin esir düşmesinden ve çok fazla asker kayıplarından korkuyor, yakın bir zamanda 4 Rus askeri öldürüldü, ancak RF Savunma Bakanlığı tek bir şehit haberini verdi, diğerleri gizledi. Ruslar lojistik ve hava kuvvetlerini sağlayarak, militanların arkasında kalarak, ikinci kademede savaşıyorlar. Karada yakın çatışmalardan uzak durmaya çalışıyorlar, fakat karadaki operasyonları yöneten Rus askerlerinin videoları vardır.
Özgür Suriye Ordusunun hava savunması ne durumda peki? Arap veya diğer dost ülkeleri arasında Rus hava kuvvetlerine karşı mücadele etmek için hava savunma sistemlerini tedarik edebilen ülkeler var mı, yoksa bunlar sadece dedikodu mu?
Bizim şuan uçaksavar füzelerimiz yok, daha önce de yoktu. ÖSO’nun uçaklarının olmadığı için ve ayrıca isyancıların eline geçmesin diye Esad rejimi savaşın başlangıcından beri tüm hava savunma sistemlerini ana üslerine götürdü.
İsyancılara hava savunma sistemleri tedarik ediliyor bilgisi gerçek değildir, bize bunu kimse tedarik etmiyor, çünkü ABD daha devrimin başında bu tür tedarikleri yasakladı. İsyan başından beri Suriye’deki Amerika büyük elçisi Robert Ford’un “3 hayır”ı herkes biliyor: “silah tedariklerine hayır, uçuşa yasak bölgesine hayır ve askeri müdahaleye hayır”, tüm bu “3 hayır” halen geçerlidir. Ölümcül silah, hava savunma sistemleridir. Bu konuda Suriye devrimine yardım gelmez.
Siz batı cephede, dağlarda savaştınız, orada yerli halkın desteği çok önemlidir. İnsanlar Özgür Suriye Ordusuna nasıl davrandılar, ne gibi destek sağladılar? Esadçılar Salma’ya girdiklerinde Rus gazeteciler bunu kentin kurtuluşu ve halk için bir zafer bayramı olarak gösterdiler. Ama gerçekte ne oldu?
Rejim kontrolünün altında bulunan topraklarda sivil halk yoktur. Batı cephenin geçtiği Türkmen ve Kürt dağlarında da sivil halk yoktur. İnsanlar Rus hava saldırılarından Türkiye sınırına kaçıyorlar. Rus medyasının gösterdiği kişiler de, rejimin Lazkiye’den getirdiği kişilerdir. Salma’da 2012 yılından beri sivil halk yok, çünkü altyapı tamamen yıkıldı. Her gün bu topraklara helikopterlerden bomba fıçıları atılıyor, topçular gibi hava kuvvetleri de sürekli bombalıyordu. Salma 3 yıldır boş bir kenttir. Şimdi de Ruslar ve İranlılar gelince Kürt ve Türkmen olan dağ halkını tehcir ediyorlar. Yaklaşık 15 000 — 20 000 kişi gitmiş, Türkiye sınırında duruyorlar. Orada bile Rus uçakları onları bombaladı. Rus medyası, buradaki halkın Esadçıların gelişini “kutladıklarını” derken yalan söylüyor. Bir görüntü göstermek için yanlarında Alevilerden Şebbiha’larını getirdiler.
Rusya, Suriye savaşına sivil halkı korumak ve IŞID’e karşı mücadele etmek için katıldığını beyan ediyor, bunun için çok fazla bilgi kaynaklarını kullanıyor. Hakikat nasıl peki?
IŞİD, Esad, Rusya, İran, Irak ve birkaç Batı ülkelerin gizli servisleri tarafından oluşturulmuş terör örgütüdür. Rusya IŞİD’e para yardımı sağlıyor. IŞİD rejime karşı savaşmıyor, sahili, Aleppo ve İdlib güneyini IŞİD’ten temizleyen ÖSO karşına savaşıyor. IŞİD şuan Aleppo’nun kuzey doğusunda yer alıyor, ancak Rus hava kuvvetleri onları bombalamıyor, neden? IŞİD’in rejim ile doğrudan bağlantısı var, Şii grupları sadece ÖSO karşı savaşıyor. IŞİD’e karşı neden savaşmıyorlar? 70 km boyunca temasları var, sır nedir?
Tüm bu retorik sorular rejim ile IŞİD arasındaki direkt işbirliklerini gösteriyorlar: Palmira’daki en büyük stratejik depolar onlara verildi, 3 km uzunluğunda konvoyları Rakka’dan Palmira’ya açık çölde gidiyordu. Neden hiç kimse bu konvoyu bombalamadı? Onlara depolar, 17.tümen ve Tabka hava üssü verildi, çünkü Esad ve Rusya biliyorlar ki, IŞİD yok edildiği anda Esad’ın rejimi de düşecektir. Neden Rusya, IŞİD mücadelesi için Suudi ve Türk ordularının girmesine karşı çıkıyor? Çünkü IŞİD, Rusya’nın Suriye’ye müdahale bahanesidir. Kremlin IŞİD’e karşı bir gün, bir saat bile savaşmadı.
Esad’ın Suriye’sinde gösterişli rusifikasyon süreci devam etmektedir. Rusça dili okul müfredatına dahil edildi, Rusça şarkılar Suriye medyasına bile girdi. Buna işgal diyebilir miyiz?
Tabii ki, Rusya’nın Suriye’deki varlığına bir nevi işgal diyebiliriz. Savaş gerçeklerine bakılırsa RF müdahalesinin sona ermesi, rejimin kaçınılmaz düşmesi demektir. Bu yüzden rejim, Rusya’yanın gönlünü almak için her şeyi yapıyor. Rus müziğini, Rusça dilini katıyorlar, Putin Rus iş adamlarını sahildeki Suriye topraklarında yatırım yapmaları için kandırıyor. Tüm bunlar Esad ile Rusya arasında yapılmış küçük düşürücü, kölelik bir anlaşması çerçevesinde yapılmaktadır.
Muhalefet güç dağılımını değiştirmek ve gidişatın yönünü değiştirmek ittifak edebilecek mi?
Avrupalılar ile ABD arasında gizli bir anlaşma var. Bu anlaşmaya göre tüm isyancı güçlerinin birleşmesi önlenmeli, çünkü Suriye’deki Hizbullah, İran ve Rusya’nın güçlerini tüketmek için ABD savaşın devam etmesini istiyor. Bu yüzden tüm grupların güçlü bir orduya birleşmesi, bu planların suya düşmesi demektir. ABD kendi oyununu sürdürüyor ve isyancıların dağınıklığından bahsediyor. 2013 yılında Avrupa’ya gidip, siyasetçilerle görüşürken Esad’a karşı savaşacak güçlü ordunun oluşmasına yardım ettikleri halde Esad rejiminin 6 ay için düşeceğini söyledim. O zaman Esad’ı 6 ay içinde yok edecek ulusal ordunun oluşmasına yapılacak yardımları, daha sonra Avrupa’ya akın eden milyonlarca mültecilerden görecekleri zararları yanında bir hiç olacağı konusunda onları ikna etmeye çalıştık. Avrupalı bize katıldılar, ama ABD ordunun oluşmasına yasak koydu.
Suriye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Mevcut durumdan çıkış nedir?
Şöyle diyelim: Rusya müdahalesinden sonra çıkış anahtarları Putin’in elinde kaldı. Cenevre’de yapılan görüşmelerdeki Rusya temsilcisi olarak bile RF savunma bakanının yardımcısı Katelov katılıyor. Bu yüzden askeri ve siyasi çözüm, Moskova’nın elinde, kısmen İran’ın elinde. Esad hiç bir şeyi etkileyemiyor. Rusya, direkt müdahalesinin başından beri İran’ın kolay zafer ve tam Suriye kontrolü vaatlerinden sonra yanlış hesap yaptı ve farklı güç dağılım tablosunu gördü. RF yönetimi, Suriye’nin tam kontrolünü geri almak mümkün olmayacağını anladı. Bu yüzden Suriye bölünme rotasına gitti. Sahildeki çatışmaların amacı, Alevi devletinin sınırlarını sabitleştirmek idi. Aleppo’nun kuzey doğusundaki çatışmaların amacı, Kürt devletinin sınırlarını sabitleştirmek tir. Irak’tan İdlib’a kadar topraklar Sünni devleti için kalıyor. Dünya topluluğu bunu kabul etmeyebilir, ancak Rusya askeri gücü, sivil halkın öldürülmesi, yıkımlar (8 hastane, 25 okul, 20 insani yardım derneği), Türkiye sınırında mültecilerin bombardımanı yardımıyla Esad iktidarının korunması için bize şartlar koyuyor. Suriye halkı hiç bir zaman bunu kabul etmez! Suriye’nin bütünü işgal altında kalsa bile. O zaman biz halk iç direnişine geçeceğiz. 300 000 askerimiz var ve biz ne Rusların, ne İranlıların, ne de Esad’ın Suriye topraklarında kalmalarına izin vermeyeceğiz. Dünya topluluğı uzlaştırma çözümünü bulmaya çalışırken Rusya, topraklarımızın büyük kısmını ve kontrolünü istiyor. Rusya, kendini gelecekteki Suriye’de oyuncu sanıyorken yanılıyor. Ülkemizin Rusya ile ne askeri anlaşması, ne de ekonomik bağlantısı olmayacaktır.
Suriye halkı Rus iktidarını Suriyelilere karşı her türlü araç ve silah ile savaşan savaş suçlusu olarak kabul ediyor. Suriye halkı, Suriye’de yaptığı suçları için Putin’i affetmeyecek. Tek bir çıkış var, Esad’ın gitmesidir.
Sizce bu gerçeklerin içinde mi? Amacınıza ulaşma yolu nedir?
Dünya topluluğu Esad rejiminin iktidarını siyasal yöntemlerle ortadan kaldıramıyorsa, o zaman rejimi düşürmek için Suriye halkına yardım etmelidir. Öyle ya da böyle devrim, muzaffer sona kadar devam edecektir.
Röportajı InformNapalm uluslararası gönüllüler topluluğu için özel olarak Katerina Yaresko hazırladı.
No Responses to “General Ahmad Rahal: Suriyeli halkın soykırımına yaklaşık 12 000 Rus askeri katılmaktadır”