
Uluslararası gönüllüler grubu InformNapalm, özellikle Suriye ve Ortadoğu’daki durumu takip eden okurlarımız için “Timeturk” adlı Türk medyasının muhabiri olan gazeteci Ceyhun Aşirov ile röportaj yaptı. Gazeteci Furkan Azeri bize birçok ilginç olgu anlattı ve Rus ordusunun Suriye’de aslında kimlerle savaştığını açıkladı.
Rusya rejiminin suçlarının kanıtlarını toplayan uluslararası gönüllüler grubu InformNapalm’ın OSINT araştırmacıları sizin servis ettiğiniz görüntüleri artık çoktan beri kullanmaktadır, fakat sitemiz için demeç ilk defa veriyorsunuz. Kendiniz hakkında biraz bilgi verir misiniz lütfen? Nerelisiniz, eğitiminizi nerede gördünüz, Suriye’ye nasıl geldiniz?
Ben uzun zaman İstanbul’da yaşadım. Eğitimimi de İstanbul’da aldım.Medikal Kolej’den sonra eğitimimi İstanbul Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksekokulu ve aynı üniversitenin gazetecilik bölümünde aldım. Çeşitli dergilerde, gazetelerde ve sitelerde yazılar yazdım. Düşüncemde akademik kariyer vardı ama 2011 senesinde Suriye halkı Esed rejimine karşı ayaklanınca gazeteci olarak bölgeye gittim. 2012-2013 senesinde gazeteci olarak Suriye’de bulundum. Orada olduğum zamanda IŞİD fitnesi çıkınca geri döndüm. Bir müddet sonra tekrar bölgeye gittim. O gün bugündür her şeyi bırakmış sadece Suriye meselesiyle ilgileniyorum ve bu konuda yazılar, röportajlar ve haberler yapıyorum.
Suriye’ye ilk defa ne zaman geldiniz? İlk izlenimlerinizden bahseder misiniz biraz?
Suriye’ye gazeteci olarak ilk 2012 senesinin Mart ayında gittim. Ben daha Esed rejimine karşı ayaklanma başlamadan önce de Suriye’ye gitmiştim. O zamanlar herkes bir birinde ihtiyat ediyordu, korkuyordu. Esed rejimi aleyhine bir şey söyleyemezdin.
Gittiğin parkta, oturduğun kafede, bindiğin takside, uyuduğun otelde vs. hayatın her alanında Esed ve babası Hafız Esed’in fotoğrafları, heykelleri, onların sözleri vardı. Aslında biz Suriye meselesini günümüze gelmeden önce “neden bu halk ayaklandı” biraz bu konuya değinmek lazım.
Çünkü biz Suriye halkını tanımadan, bilmeden, onların yaşadığı tarihsel süreci iyi anlamadan Suriye kıyamını iyi okuyamayız ve gerçek bir değerlendirme yapamayız. Suriye halkı 50 senedir Esad terbiyesi almış. Orada öyle diyorlar “Esad terbiyesi”. Yani zorla baskı ve güç kullanarak yapılan terbiye anlamına geliyor. Önceleri bunu baba Esad Suriye’nin bel kemiğini oluşturan Hama ve Humus halkına yönelik büyük zulümler ve katliamlar yapmış. Çünkü bu bölgelerde entelektüel ve şuurlu insanlar olmuş, hem de Sünni oldukları için İran anlayışını ve rejimi hiçbir zaman benimsememişler. Bu yüzden 30 senedir bu iki şehrin halkı sistematik bir şekilde cezalandırılıyor.
Suriye’de insanlar bütün hayatını Esad’ın ilkeleri ile yaşamaya zorlanmışlar. İnsanlara baskı ve zülüm ile Esad sevdirilmiş her sabah bütün işyerlerinde ve okullarda : “Suriye Esad ilelebet”, yani “Esad’ın Suriye’si sonsuza kadar yaşayacak” dedirtmişler. Orada Esad bir şahıs değildir Esad olağanüstü güçlere sahip olan bir varlıktır. Onların zihninde haşa bir mehdi gibi. Orada ilk önce Allaha tapmak diye bir şey yok, ilk önce haşa Esad’a tapacaksın, sonra onunla beraber Allaha tapacaksın – kural bu.
Esad bu şekilde korku imparatorluğu kurmuş. Örneğin: bir öğrenci fizik, kimya ve ya biyoloji okuyor. Fakat laboratuvarda herhangi bir deney yapamıyor. Çünkü Esad: “okuyabilirsin ama bunu pratiğe dökemezsin” diyor. Çünkü düşünüyorlar, o öğrenci bir şey bilir de bunu bizim rejimimize karşı kullanır.
Bu şekilde Esad bilimsel ve fikirsel gelişmelerin de önünü kesmiş. Ayrıca İslami fikri anlamda kitaplar okumak ve evinde bulundurmak da yasaklanmış. Bir aile ile karşılaştım, çocukları okulda defterine bir silah resmi çizmiş (tabanca), yani kendi kurgusuna göre. Bunu her çocuk yapar, öğretmeni hemen o çocuğu muhaberata ispiyonlamış. Muhaberat geliyor çocuğu ve ailesini alıyor. Silah nerede diye işkence yapmışlar. Bunun gibi yüzlerce örnek var.
İşte Suriye halkı böyle bir rejime baş kaldırdı. Kusura bakmayın burasını uzattım, ama bu kısmı iyi anlaşılması lazımdı. Ben ise 2012 yılında ilk gittiğim zaman çok şaşırdım. Esed rejiminden bu kadar korkan bu halk artık kork duvarlarını yıkmıştılar, ondan korkmuyorlardı. İlk bunu gördüm, artık insanlar iç dünyalarında o tiranı yenmiştiler.
Geldiğiniz zamanından beri Suriye’deki durum nasıl değişiyordu? En büyük değişiklikler nelerle bağlı?
Suriye meselesinin başlangıcı ve geçirdiği merhaleler çok teferruatlı. Bir kısmı da zaten yazılmış biliniyor. Son gelinen noktayı ve durumu konuşacak olursak; Hama ve Lazkiye bölgeleri Esed için çok çok önemli topraklardır. Lazkiye’nin önemi, burada yoğun bir Nusayrî nüfusunun varlığı, petrol ve dünyaya açılacak limanların varlığından kaynaklanmaktadır. Hama’da ise rejimin Merkez Havalimanı bulunmaktadır. Rejim bu havalimanından kalkan uçaklarla Hama kırsalını, İdlip etrafını ve muhaliflerin elinde olan bölgeleri bombalıyor. Ayrıca birçok silah üretim ve sevkiyatı da Hama’dan yapılmaktadır. Rusya’nın saldırısından önce muhalifler; yani Fetih Ordusu, ÖSO, Ahrar’uş Şam gibi gruplar iki ana hattan bu stratejik konumlara doğru ilerlemekteydiler. Bir grup Gab Ovası’ndan, bir diğeri ise Curin bölgesinden doğru Esed’in kalbi denilebilecek Lazkiye ve Hama’ya doğru ilerliyorlardı. Muhaliflerin bu bölgeleri alması demek Esed için sonun başlangıcı demekti. Bu süreçte Esed ve Putin oturup anlaştı; Esed sahil bölgesinin kontrolünü Ruslara bıraktı. Rusya böylece sahada etkin konuma gelmiş oldu. Şuan savaşın kaderini değiştiren faktör bu oldu.
İşinizden biraz anlatır mısınız lütfen? Facebook’ta doğrudan olay yerlerinden birçok yayımladığınız haber gördüm. Çabuk ve etkili olarak bilgi toplamak ve gerekli yerlere ulaşmayı nasıl beceriyorsunuz?
Gerçekten Suriye’de gazetecilik yapmak çok çok zordur. Biz Suriye’de yaşanan acıları, sıkıntıları, insan hakları ihlallerini, bombalamaları, katledilen çocukları çekip haber yapmamızın sebebi dünyaya mesaj vermektir, dünyaya buradaki durumu anlatmaktır. Ama artık insanları çekince, bombalanan yerlere gidince oradaki insanlar tepki veriyorlar. Biz anlatıyoruz, bu çok önemli dünya burada yaşanan zulümleri bilmesi lazım diyoruz. insanlar bize acıklı acıklı gülüyorlar ve diyorlar ki “5 senedir 400 bine yakın insan katledildi, bombaladı 30-40 bine yakın çocuk öldü hepsi çekildi dünyaya servis edildi, ne oldu ki? Dünya ne yaptı, ne tepki verdi, bunları çekince ne olacak?” diyorlar. Bizde açıkçası çaresiz kalıyoruz. Gözlerimizin önünde insanlar bombalanıyor hiçbir şey yapamıyorsun. Zaten artık bir bombalamada ölü sayısı 40’dan fazla olmayınca dünyada dikkatte çekmiyor, haber değeri de olmuyor.
Rusya’nın iddiasına göre ordusunu Suriye’ye DAEŞ’e karşı mücadele etmek amacıyla sokmuş. Siz durumu içten gören olarak nasıl düşünüyorsunuz – Rus askerleri kimlerle savaşmaktadır?
Siz de biliyorsunuz, bu gün yaşadığımız dünya Rusya’nın bildiği eski Sovyetler zamanı değil artık. Her şeyi bilmek, öğrenmek bilgiye ulaşmak kolay, bu günkü zamanda hiçine artık gizli saklı kalmıyor. Suriye’de çocukla bile konuştuğunuz zaman o size Rusya’nın IŞİD ile değil de aslında Suriye halkını öldürdüğünü çok rahat söylüyor. Son gelinen noktada Rusya’nın faaliyet gösterdiği bölgelere baktığımız zaman bu bölgelerde IŞİD yok genel olarak. IŞİD daha doğuda, Irak sınırında: Rakka’da, Bap’da, Dehr-i Zor’da, biraz Humus’ta, biraz da Halep’te etkin diyebiliriz. IŞİD’in Kuseyr havalimanı ve Tedmur bölgesi dışında rejime karşı bir cephesi yok. Yani IŞİD’in bütün kavgası muhaliflere karşıdır. Bu yüzden Esed rejimi ve Rusya kesinlikle IŞİD ile savaşmıyor. Eğer Rusya bir günde Suriye topraklarına 30 bomba atıyorsa bunun 28’i sivil halka ve muhaliflere yöneliktir. Bunu sahada herkes biliyor ve görüyor.
Suriye çatışmasında Rusya’nın rolünü değerlendirir misiniz – durumun istikrarlı kılma ve güzelleşme konusunda yardımcı oluyor mu yoksa tam tersi?
Yukarda da bahsettiğim gibi, Esed rejimi sıkışmıştı, artık muhalifler Lazkiye ve Hama hattına ilerliyorlardı. Esed rejimi düşmek üzereydi. Rusya böyle bir zamanda Suriye halkının devrimini çalıp Esede vermek için sahaya müdahil oldu. Bugün Esed Suriye topraklarının ancak %25’ni kontrolü ediyor ve Esed rejimi (Nusayriler) Suriye halkının %8-10’nu teşkil ediyorlar. Ve bu azınlık çoğunluğu 30 senedir yönetiyor, bütün zenginliklerini tüketiyor, yani %90 halk bu azınlığa 30 senedir hizmet ediyor. Dolaysıyla Suriye halkı Esed rejimini kesinlikle istemiyor. Rusya ise bu azınlık rejimini ayakta tutmak için bu %90’ı her gün bombalıyor, cezalandırıyor. Düşünün Rusya’ya koordinatları, nereyi vurması lazım gerektiğini Esed rejimi veriyor. Bu koordinatlarda genel de sivil halkın yaşadığı şehirler, bölgeler, köylerdir. Çünkü Esed rejimi istiyor ki;halk muhaliflerin olduğu bölgeyi terk etsin, orada kimse kalmasın. Dolaysıyla halk muhaliflerin elinde olduğu bölgeleri terk edince de o zaman devrimin bir anlamı kalmıyor. Yani Rusya hergün Suriye’de kaosu, ölümleri artırmaktan ve Suriye halkına аcı vermekten başka bir şey yapmıyr.
Suriyelilerin kendilerini organize etme yeteneklerine hayran oldum, ağır hallerine rağmen özveriyle tahlisiye çalışmalarını gerçekleştirmektedir. Beyaz Kaskların faaliyetleri ve vatandaşların karşılıklı yardımı ile ilgili izlenimlerinizi paylaşır mısınız?
Evet çok halksınız Suriye halkı adalet, özgürlük eşitlik, uğruna bu diktatör rejime baş kaldırdılar. Sloganları “ya ölüm ya devrimdir”. Ayrıca Suriye halkı inançlı bir halktır bunun için ölümüne savaşıyorlar. O dediğiniz Beyaz kasklara “difa medeni” diyorlar, yani sivil savunma. Gerçekten bunlar üzerine burada kitaplar yazılsa azdır. Onlar kısaca kahramandılar. Rusya ilk bombalama yapınca hemen onlar koşuyor o bölgeye, ama ellerinde yeterince teçhizat imkanlar yoktur, ama onlar ilk bombalama olduğu yerlere ulaşıp halkı oradan çıkartmaya çalışıyor.
Elimizdeki bilgilere göre Rus pilotları şöyle sinsi bir taktik uygulamaktadır – bir semti bombalayıp uçup gidiyorlar, cankurtaran ekibi geldiği zaman ise geri dönüp aynı yere tekrar bomba atıyorlar. Böyle bir şey gördünüz mü?
Muhaliflerin elinde Rus uçaklarını vuracak hiçbir silah bulunmamaktadır. Bunu Rusya da çok iyi biliyor, bunun için gerçekten Rusya çok rahat istediği gibi halkı bombalıyor. Hatta bazen öylesne şehirlerin üzeride uçuyor, psikolojik olarak insanı bıktırıyor. Düşünsenize bir evde oturuyorsunuz üzerinizde Rus uçakları, sizi ne zaman bombalayacağı belli değil. Rusya bu şekilde de psikolojik savaş yürütür. Mesela bu difa medenenin İdlip bölgesinde Rusya bir çifliği vurmuştu, enkazın altıda 10’larca ölü vardı sivil savunma birlikleri oraya ulaştılar, kurtarma çalışmaları gittiği bir zamanda Rusya orayı bir daha vurdu. O zaman bölgeye gelen doktorlarda dahil bir çok insan hayatını kaybetti, hatta bu konuyu protesto için Almanya’da falan gösteriler yapıldı.
İddialarınıza göre 6000 uçak çıkışı sonucu bir sivil kişi bile zarar görmedi diye BBC muhabirinin direk sorusuna “kahraman” basın sözcüsü olan general hiç utanmayarak “Evet, hiç zarar görmedi” diye cevap veriyor. Bundan önce de uzun zamandır “Sizde kanıt yoktur. Kanıtlayın” diye söylüyordu (röportaj). Siz Rus hava kuvvetlerinden zarar gören sivil insanları muhtemelen gördünüz. Sizin kendi kanıtlarınızı sunabilir misiniz?
Bu konuda abartmadan söylüyorum 100’lerce kanıt var biz zaten canlı şahidiz. Rusya tamamıyla sivil halkı bombalıyor. Hatta muhalifler geçen hafta “Hedef kim” diye bir video çalışması yaptılar. Orada Rusya’nın IŞİD bombaladık dediği bir çiftlikten bahsediliyor. Halbuki orada tamamıyla sivil halk var. Daha dün Rusya Bab el-Hava’yı, Sarmada’yı bombaladı, herkes biliyor ki Sarmada ve Bab el-Hava Türkiye sınırı, burada silahlı güçler yok. Tamamıyla savaşın şiddetli olduğu Halep, Hama, Humus gibi yerlerden kaçıp sınır hatlarında yerleşen halk yaşamaktadır. Ama Rusya buraları da bombaladı ve belgeleriyle açıklandı ki burada 50 sivil insan öldürüldü. Ayrıca Rus medyası hergün haber yapıyor Lazkiye, İdlip’te IŞİD kampları vuruldu diye, oysa Lazkiye’de, İdlip’de kesinlike bir tane bile IŞİD yoktur.
Bu savaşın en önemli yönlerinden birisi – bilgi savaşıdır. Rusya ve Esad’in medyaları bilgi teknolojilerini kullanarak karşıtlarını olumsuz olarak göstermeye ve bu çatışmadaki rollerini aklamaya çalışmaktadır. Bunun gibi örneklerden bahsedebilir misiniz? Rus ve Esad medyalarının yalanlarını açığa vurma imkanlarınız oldu mu hiç?
Sizde daha iyi biliyorsunuz medya büyük güçtür ve çok önemlidir. Fakat Suriye muhalefeti devrimden önce sıradan insanlar olmuşlar, mesela, esnaf, doktor, öğretmen, mühendis vs. Bunlar orta sınıf bile değiller, alt sınıf. Zaten Surye’de orta sınıf yoktur. Bu insanlar medya savaşını, propagandayı yürütmeyi çok iyi bilmiyorlar. Ayrıca muhalifler sadece kendilerini soyal medyadan anlatmaya çalışıyorlar, çünkü ellerinde medya gücü yok. Ama Rusya’nın, Esed ve İran’ın ellerinde binlerce çalışan gazeteci, televizyon ajansı muhabir vs var. Bunlar her gün dünyaya yalan söylüyorlar. Buna karşılık muhalifler ellerinden geldiği kadar yaşanan katliamı görüntüleyip dünyaya servis ediyorlar. Mesela geçen yapılan videoda Rusya RT kanalı İdlip’te mıntıkasında IŞİD kampını vurduk dedi ve o bölgenin koordinatlarını yayınladı. Sonra muhalifler aynı o kordintalarda belgesel çekti ve ispat etti ki IŞİD kampı denen o yerde tamamıyla çocuklar ve sivil insanlar vardı. Bu video dünyaya İngilizce ve Arapça olarak servis ettiler.
Siz çalışırken Suriyeli insanlarla konuşuyorsunuzdur ve onlar gündemdeki olaylarla ilgili muhtemelen fikirlerini paylaşıyor. Gördüğünüz kadarıyla halkın Esad’a ve Rusya’ya tavrı nedir?
Suriye halkı ile hergün konuşuyoruz iç içeyiz… Suriye halkı Esed’den daha çok Rusya ve İran’dan nefret ediyorlar. Çok ciddi bir öfke var Rusya ve İran’a karşı, çünkü halk diyor ‘’eğer Rusya ve İran Esed rejimine destek vermeseydi Esed bir ay dayanamazdı.’’ Aslında Putin rejimi Rus halkının geleceği ve kaderiyle oynuyor. Esed rejimi Arap dünyasında ve Arap halkların arasında artık ölü gibidir. Rusya ise bütün Arap dünyasını, İslam dünyasını hatta Türk dünyasını kendine düşman etmiş durumda, bir Esed için değer mi bu? Fiili olarak ölmüş ve hiçbir itibar kalmamış bir diktatör için Putin dünyayı ve bütün mazlum halkları karşısına almış durumda?
Size göre Suriye’deki durumun adı soykırım olabilir mi? Fikrinizi açıklar mısınız lütfen?
Evet… bu çok nettir, hatta bunda şüphe bile yok. Elimizde belge ve görüntüler Esed, İran ve Rusya’nın bir soykırım işlediğini %100 ortaya koyuyor. Zaten bu konuda af örgütü, dünya insan hakları izleme örgütünün raporları var. Geçende Hollanda bir açıklama yaparak Esed’in savaş suçları mahkemesinde yargılanmasını talep etti. Biliyorsunuz geçtiğim sene 200 yakın insan Esed hapishanalerinden işkence altına ölen insanların belgeleri sızdı dünya bunu gördü.
Ablukada bulunan şehirler ve köyler içinde insanların açlık duyduğu yerlerde durumu aydınlatma imkanınız oldu mu hiç?
Esed rejiminin abluka altında tuttuğu Madaya, Humus, Hüseyniye bölgesi, Zabadani ve Doğu Guta gerçekten 21 asrın utanç tablosudur. Düşünün bu kış gününde aylardır bölgeye hiçbir gıda, tıbbı mazeme, çocuklar için yiyecek vs. girmiyor. Şehirler tamamıyla kuşatılmış, bunun üstüne Esed rejimi bu şehirleri her gün bombalıyor. Esed rejimi bu şehirlerin halkından nefret ediyor, çünkü buralar Esed rejimine karşı muhaliflere destek oldular. Mesela Zabadani, Doğu Guta, Duma gibi şehirler ilk Esed rejimine karşı ayaklanan bölgeler, bunun için rejim bunları cezalandırıyor.
Bildiğimiz en büyük problemlerden birisi – insanların hayatlarına tehdit olan geniş mayınlanmış alanlar ve patlamamış mühimmat. Bununla ilgili bilginiz var mı?
Surye’de mayınlanan bölgeler çok azdır. Genel olarak muhaliflerin elinde uçak savar omadığı için hep uçaklarla rahat rahat bombalıyorlar. Мayınlama ve keskin nişancılar bu yukarda saydığım abluka olan bölgelerde vardır.
Muhtemelen savaşın en korkunç yönü – çocukların gördüğü zararlar. Çalışırken Suriyeli çocuklarla konuşma imkanın oldu mu hiç? Bu savaş onlara nasıl yansıtmaktadır?
Suriyeli çocuklar bu savaşın en büyük mağdurlarıdır. Suriye kıyamını Dera’da ilk başlatan çocukların biri ile karşılaştım. O çevreden yani yaklaşık yaşı 16 idi. Onlar Arap gazetelerinde “yaskut nizam, yaskut nizam” diye yazan yazılar görmüşler ve o çocuklar duvara anlamını bile bilmeden bu yazıları yazmışlar. O çocuk söyledi bana “Biz ne yazdığımızı bile bilmiyorduk”. Ondan sonra bu yazıyı muhaberat görünce çocukları alıyor ve tırnaklarını sökerek birçoğunu öldürüyor. Sonra aileleri geliyor ailelerine diyorlar ki: “Bu çocuklar bizim nizamımıza uygun olmayan çocuklar. Siz başka çocuk yapın ve bu çocukları unutun”. Olay böyle başlıyor ve yüzlerce insan Dera’da öldürülüyor. Bugün geldiğimiz noktada çocuklar artık geceler uyuyamıyorlar, gözleri hep yukarıya bakıyor. Hatta Suriye’de genel olarak bütün çocuklarda idrar kaçırma hastalığı var, bunun için ilaç kulanıyorlar, daima korku içinde yaşıyorlar.
İnsanların büyük problemleri tıbbı yardım eksikliğiyle ilgilidir. Bildiğimiz kadarıyla Esad’ın rejimi aslında doktorlarla mücadele etmektedir, çoğu Suriye’den gitmiş, Rus havacılığı da farklı bölgelerde hastaneleri bombalamaktadır. Bu hallerde çalışırken tıbbı personel aslında kahramanlık yapmaktadır. Bunun gibi örnekleri gördünüz mü hiç?
Suriye’de şuan uzman doktorlar çok azdır. Bizim karşılaştığımız doktor devrimden önce doktor değillerdi ama bu savaş başlayınca ve insanlar hastalıktan yaralanmadan ve bombalamadan göz göre göre ölünce birşekilde bu işi öğrenmişler, ama yine de doktorluk ameliyat uzmanlık gerektiren bir meslek koskocaman Halep’te uzman doktor bulmak çok zor. Çünkü doktorlar, hastaneler halka hizmet veren kurumlar bilinçli olarak bombalanıyor. Esed rejimi muhaliflere hizmet veren hastaneleri, fırınları, su depolarını bombalıyor, bir halkı resmen cezalandırıyor. Ben gördüğüm kadarıyla Suriye’de hastaneler evlerin altında faaliyet gösteriyor, fedakar doktorlar yer altında hastaneler kurmuşlar orada çalışıyorlar, orada da ne kadar imkansızlıklar içinde çalışabilseler artık.
Suriye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Şuan Suriye meselesi gerçekten çok karışık, özellikle Rusya’nın müdahale olmasından sonra. Sahada bir çok aktör var, bu aktörlerin Türkiye, Katar gibi ülkeler hariç geneli Suriye halkının çıkarlarını düşünmüyorlar. Hep kendi çıkarlarını düşünüyorlar, yarın devrim olursa Esed giderse bizim payımıza ne düşerin derdindeler. Bunun için çözüm hep zorlaşıyor. Ama biz inanıyoruz ki halkların önünde hiçbir güç duramayacak, en sonunda Suriye halkı kazanacak.
Katerina Yaresko, çeviri Oleksiy Bereznyak
Fotoğraflar gazeteci Ceyhun Aşirov ve onun meslektaşları tarafından sağlanmıştır.
No Responses to “Тürk gazetecisi Ceyhun Aşirov: Rusya tamamıyla Suriye’nin sivil halkını bombalıyor”